Yaratıcı bir araştırmada geçen Sergei Donatovich Dovlatov'un hayatı oldukça kısaydı. 1990 yılında 48 yaşında öldü. Sergey Dovlatov, tüm dünyada en çok okunan çağdaş Rus yazarlarından biridir. Eserleri kendi biyografisinden gerçeklere dayanıyor, 60'ların tutumunu ve yaşam tarzını aktarıyor, Sovyet gerçekliğinin saçmalıkları ve Amerika'daki göçmenlerin yaşamı hakkında yazıyor.
![Image Image](https://images.culturehatti.com/img/kultura-i-obshestvo/56/biografiya-sergeya-dovlatova-i-ego-tvorchestvo.jpg)
Yazarın kısa biyografisi
Dovlatov, 3 Eylül 1941'de ailesinin II. Dünya Savaşı'nın başında tahliye edildiği Ufa şehrinde doğdu. Annesi etnik kökene göre Ermeni idi ve babası Yahudi idi, ailesi savaş öncesi Leningrad'ın yaratıcı entelijensiyasına aitti (annesi bir oyuncu olarak çalıştı, babası bir yönetmendi). 1944 yılında aile kuzey başkentine döndü.
Hayatı boyunca, Dovlatov mesleği olabilecek bir meslek bulmaya çalıştı. Hayatının çoğunu Leningrad'da geçirdi. Burada Filoloji Fakültesi'nin Fin bölümünde Leningrad Devlet Üniversitesi'nde okudu, ancak kovuldu. Daha sonra yazar, Komi Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin kuzeyinde ve daha sonra Leningrad yakınlarındaki zorunlu çalışma kampları sisteminde yer alan askerlik hizmetine çağrıldı. Bu dünya yazara hayatın başka bir yönünü gösterdi, daha sonra The Zone adlı romanında tasvir etti.
Terhis edildikten sonra Sergei gazetecilik fakültesine girdi. Genç adam çalışmalarını bir gazetede muhabir olarak birleştirdi. Bu dönemde ilk hikayelerini yazmaya başlar. Dovlatov Leningrad yazarlar grubu "Vatandaşlar" girdi ve bir süre yazar Vera Panova için kişisel sekreter olarak çalıştı. Zengin deneyimini "Uzlaşma" ve "Rezerv" ("Puşkin Tepeleri") çalışmalarında anlattı.
Ancak, kitaplarını Sovyetler Birliği'nde yayınlama girişimlerinden hiçbir şey gelmedi. Yazarın muhalifleri hayatta saçma olan her şeye karşı güçlü duygularını affedemedi. Karakterleri birçok yönden tuhaftı, ama kişilikleri vardı. Yazar onlara bakmadı; bunun yerine, herhangi bir kategorik sonuçtan kaçınarak onları izliyor gibi görünüyor. Eserleri mizah, ironi, sevgi ve şefkatle doluydu.