Japonya'da ebeveynlik, Rusya'da ebeveynlikten çok farklıdır. Yerli oyun alanlarında sıkça duyulan cümleleri hayal etmek imkansızdır: "sen kötü bir çocuksun", "seni cezalandıracağım" vb. Küçük bir Japon çocuk annesiyle kavga etse veya mağaza kapısında keçeli kalemle karalamalar sergilese bile, sıkı kınama ve cezalar takip edilmeyecektir.
![Image Image](https://images.culturehatti.com/img/kultura-i-obshestvo/00/kak-vospitivayut-detej-v-yaponii.jpg)
Japon eğitiminin ana görevi
Japonya'da, 5-6 yaşına kadar bir bebek "kral" dır, her şeye izin verilir. Ama bu yaştan sonra, "köle" aşamasından geçer. 5 ila 15 yaşlarında, zorunlu sosyal davranış normları ve uyulması gereken diğer kurallar belirtilmiştir. 15 yaşından sonra, bir genç zaten kurallara uyarak ve sorumluluklarını açıkça bilen bir yetişkin olarak kabul edilir.
Japon eğitiminin ana görevi, bir takımda birlikte çalışacak bir kişiyi yetiştirmektir. Bu, Japon toplumunda varoluş için kesinlikle gereklidir. 5 yıl sonra, çocuklar belirli yaşam durumlarında ne yapılacağını açıklayan katı bir kurallar sistemine girerler. Bununla birlikte, böyle bir grup bilincinin yetiştirilmesi, büyük çocukların bağımsız olarak nasıl düşüneceklerini bilmemelerine yol açar.
Ortak standartları karşılama arzusu, çocukların zihninde o kadar derinden kaynaklanır ki, bunlardan biri kendi görüşüne sahip olduğunda, alay, küçümseme ve nefret nesnesi haline gelir. Bugün, "ijime" adlı bir fenomen Japon okullarına yayıldı. Diğerlerinden biraz farklı olan standart dışı bir öğrenci tacize maruz kalır ve ayrıca periyodik olarak dayak geçirir. Japon çocuklar ve ergenler için en kötü ceza grup dışında, takım dışında olmaktır.