Uzay ve zaman felsefenin ana kategorileridir. Hareket kavramının yanı sıra, varlığın nesnel özellikleri ile doğrudan ilişkilidirler. Zamanın ve uzayın doğası hakkındaki ilk fikirler, bir insanın etrafındaki dünyayı deneyimlediği antik çağlardan kaynaklandı.
![Image Image](https://images.culturehatti.com/img/kultura-i-obshestvo/99/kategoriya-vremeni-i-prostranstva-v-filosofii.jpg)
Kullanım kılavuzu
1
Günlük yaşamda, kişi, bu kavramların felsefi içeriğinden bağımsız olarak, alanı ve zamanı tam anlamıyla ve sezgisel olarak anlar. Deneyimden insanlar, tüm maddi nesnelerin fiziksel boyutları ve kapsamı olduğunu bilir. Günün saati ve doğada mevsimsel değişiklikler uzun zamandır insanlara tüm olayların belirli bir süreye sahip olduğunu göstermiştir.
2
Felsefi bilginin ortaya çıkışı ve gelişmesiyle zaman ve mekan ilişkisi değişmeye başladı. Epicurus ve Democritus gibi bazı düşünürler, bu kategorileri maddenin bağımsız ve varlığının dışında var olabilecek bağımsız bir varlık temeli olarak değerlendirdi. Bu filozoflar madde, mekan ve zaman arasında bireysel maddeler veya elementler ile aynı ilişkilerin olduğunu varsaydılar.
3
Başka bir bakış açısı Aristoteles ve Leibniz tarafından ele alındı. Bu filozoflar zaman ve mekânı, dünyayı oluşturan maddi nesneler arasındaki etkileşimlerle belirlendikleri tek bir ilişki sistemi olarak görüyordu. Böyle bir etkileşim sisteminin dışında, mekan ve zaman bağımsız içeriğe sahip olmayan boş soyutlamalar haline geldi.
4
Modern bilim perspektifinden bakıldığında mekan, maddenin yapısal özelliği, varlığının yolu ve biçimidir. Uzay çok boyutlu bir kategoridir. "Uzatma" ve "sonsuzluk" terimleri genellikle buna bağlı olarak kullanılır. Felsefede, alan kategorisi yalnızca maddi dünyanın yapılandırılabildiği ölçüde anlamlıdır.
5
Zaman, maddenin başka bir biçimidir. Felsefede maddi nesnelerin ve fenomenlerin değişebileceği bir yol olarak görünür. “Süre”, “akış”, “hareket”, “geçmiş”, “şimdiki” ve “gelecek” terimleri zaman kategorisini tanımlamak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Modern fiziksel ve felsefi bilgi, zamanın yönlülük ve tersinmezlik özelliklerine sahip olduğunu düşündürmektedir.
6
Albert Einstein tarafından önerilen görelilik teorisinin bilime sokulması, felsefi zaman ve mekan kategorilerinin içeriğini netleştirmeyi mümkün kıldı. Hem birbirleriyle hem de maddenin sürekli hareketi ile ayrılmaz bir şekilde bağlandıkları ortaya çıktı ve tek ve bölünmez bir uzay-zaman sürekliliği oluşturdular. Görelilik kuramının sonuçlarına göre, zaman ve mekan sadece maddi dünyanın nitelikleri olarak var olabilir ve özellikleri yerçekimi kuvvetleri tarafından belirlenir.