Herhangi bir ulusun dilinde, daha fazla açıklama yapılmadan anlamı anlaşılabilir olan istikrarlı ifadeler vardır. Ancak bazılarının kökenini, insanların tarihini bilmeden açıklamak zordur. Ve bazen, ifadenin kökenini anlamak için, diğer halkların folkloruna dönmeye değer.
İmkansız bir şeyden bahsetmişken, insanlar bazen "dağdaki kanser ıslık çaldığında" ifadesini kullanırlar. Herkes kerevitlerin ıslık yapmadığını ve nadir istisnalar dışında hiç ses çıkarmadıklarını bilir. Buna ek olarak, kerevit için normal yaşam alanı sudur ve kanser hiçbir koşulda dağda olamaz. Böylece, belirli bir olayın imkansızlığı iki kez vurgulanır.
İfade nereden geldi?
En yaygın versiyon, suç folklorunu tüm ihtişamıyla Odessa şehrine atıfta bulunmaktadır. Kanser ile gerçek bir kişi kastedildi - bir hırsız konuk sanatçı (Marviher) Rakochinsky. Kanser takma adı, adıyla birlikte kendisini tamamen haklı kılan karşılık gelen görünüm nedeniyle ona bağlandı.
Bir versiyona göre, Rakochinsky, bir miktar bahsi kaybetmişken, Odessa - Shkodov Tepesi'nin bypass yolunun geçtiği bölgelerinden birini periyodik olarak ıslık çalmak zorunda kaldı. Yol yağmurlar boyunca kullanıldı, geri kalanı boştu. Muhtemelen, yeterince nadir olan Odessa'ya şiddetli yağmur yağdığı günlerde Kanser ıslık çalıyor olmalıydı, bu yüzden Rakochinsky'den vaat edilen düdüğü beklemeye gerek yoktu.
Tabii ki, Odessa dünyaya birçok hiciv veren, Odessa sakinleri hakkındaki şakaları folklorun incisi haline getiren harika ve orijinal bir şehirdir, ancak bu durumda tek bir vakanın sürdürülebilir ifadenin temelini oluşturduğu şüphelidir. Büyük olasılıkla, eski bir atasözünde, hakim koşulların üst üste bindiği, bu da bir kez daha Odessa mizahının özgünlüğünü göstermektedir.
Kanser sadece ıslık çalmak zorunda mı?
Yukarıdaki versiyon da, "dağdaki kanser ıslık çaldığında, balık şarkı söylediğinde" ifadesinin devam ettiği gerçeğiyle yalanlanmaktadır.
Açıkçası, cümleler doğal gözlemlere dayanıyordu. Ve oksimoron adı verilen böyle paradoksal bir biçimde gözlemlerin organizasyonu, farklı halklardan sözlü halk sanatının tipik bir örneğidir.