Halk sanatı, modern besteciler ve sanatçılar için temel oluşturur. Birçok uzman kendi görüş alanında görünen yetenekli insanlara şaşırmayı bırakmaz. Ivan Pleshivtsev böyle külçelerden biri.
Zor çocukluk
Ivan Antonovich Pleshivtsev 2 Nisan 1931'de işçi sınıfı bir ailede doğdu. O zaman ebeveynler ünlü Samara şehrinin bölgelerinden birinde yaşıyordu. Birkaç ay sonra babam kolektivizasyon için Kazakistan'a gönderildi. Çocuk iki yaşındayken, ailenin başı görev sırasında öldü. 1942'de anne ciddi bir hastalıktan öldü. Ivan'ın sadece evinde yaşayan bir ablası vardı.
Gelecekteki şarkıcı ve besteci amcası tarafından evine götürüldü. Ivan, on üç yaşında kolektif çiftlikte çalışmaya başladı. Akrabalarına bağımlı olmaktan utanıyordu. On altı yaşında demiryolu üzerinde çalışmaya başladı. Akmal şehrindeki özel kurslarda ilkokul eğitimi aldı ve vagon ustası olarak ödüllendirildi. Sorumluluklar çok karmaşık değil, sorumluydu. 1951'de Pleshivtsev orduya alındı. Bu zamana kadar Ivan iyi bir akordeon çaldı. Diğer askerler, yoldaşları tarafından gerçekleştirilen müzik bestelerini dinlemeyi severdi ve bazen savunması için ayağa kalktı.
Müzikal yaratıcılık
Pleshivtsev'in müzik sevgisi erken yaşta ortaya çıktı. Çocuk on yaşındayken, kendi elleriyle bir balalayka yaptı. Kuzu bağırsaklarından teller yaptı. Kazak komşusu bu konuda ona yardımcı oldu. Ivan Antonovich ilk akordeonunu 1949'da demiryolu üzerinde çalışırken satın alabildi. O andan itibaren enstrüman her zaman elinizin altındaydı. Pleshivtseva partilere, düğünlere ve diğer kutlamalara davet edildi. Mümkün olduğunca davetiyeleri reddetmemeye çalıştı.
Şöhret, halk yeteneklerinin bölgesel yarışmasında sahne aldıktan sonra harmoniste geldi. O zaman, Pleshivtsev Chelyabinsk bölgesi Kyshtym şehrinde yaşadı. Ünlü bir müzisyen ve organizatör Gennady Zavolokin bölgesel televizyonda bir yarışma düzenledi. İlk seçmelerden sonra Ivan Antonovich katılımcılar arasında lider oldu. Kazanan radyo ve televizyona davet edildi. Harmonist, ülkenin farklı yerlerinden kendisine gönderilen şiirlere şarkılar yazdı. Onun "Kalina" televizyonda ve aile tatillerinde söylenen gerçek bir türkü haline geldi.