Garip gelebilir, ancak itiraf ve cemaat arasında büyük bir fark vardır. Tövbe, kişinin günahlarının tanınmasını ve onları tekrarlamama kararlılığını içeren hacimli bir kavramdır. İtiraf, tövbenin eşlik etmeyeceği daha dar bir kavramdır.
![Image Image](https://images.culturehatti.com/img/kultura-i-obshestvo/87/v-chem-raznica-mezhdu-pokayaniem-i-ispovedyu.jpg)
İtiraf ve Tövbe Eşit mi?
Bir insanın hayatta sabırla katlandığı, suçluluğunu fark ettiği tek şey pişmanlıktır. Diyelim ki parmağına bir çekiçle vurmuş ve küfretmek yerine, gözlerinde yaşlarla: "Ve tapu bana, günahlarım için tüm parmakları dövmem gerek." Ana şey bir üfürüm değil, alçakgönüllülük.
Genellikle bir kişi tapınağa gelir ve dikkat edilmeyen saçmalıkları “dökür”: Çarşamba günü süt içti, bir sinek dövdü, Pazar günü çalıştı, vb, ama bir nedenden dolayı ailesini umursamadığını unutuyor. ihtiyacı olanlara yardım etmez ve meslektaşlarını kıskanır. Süreç, vicdan azabı duymadan günahların banal bir listesine dönüşür.
Gerçek itiraflar hayatta 1-2 kat daha fazladır. Gerçekten tövbe eden bir kişi merhamete neden olur. Rahip önünde dururken ağlıyor, göğsünden atıyor, kelimeleri zor telaffuz ediyor. Genellikle böyle bir itiraf ertelenir, ancak ruh temizlenir. Tabii ki, her seferinde böyle pişman olmak imkansız. Örneğin, Puşkin A.S. ölümde itiraf etmek istedi ve hayrete rahip onu terk ederek, ölümünden önce böyle bir itirafta bulunmak isteyeceğini itiraf etti.
İtiraf tövbenin yerini alamaz. Bu, tövbenin sadece ayrılmaz bir parçasıdır ve en önemlisi değildir. İtiraf etmek tövbe etmek anlamına gelmez. Bu terim anlatmak veya açmak anlamına gelir. Böylece, insanlar günahları hakkında yakın arkadaşlarına ve akrabalarına konuşabilirler, ancak pişmanlık olmayacaktır.
Tövbe ruhta ciddi bir devrimdir. Bu, yaşamı değiştirme ve eski yola geri dönme arzusudur. Kaçımız bunu yapabilir? Müminlerin haftalık bazda itiraf etmeleri ve hayatlarında yanlış bir şey olduğunu düşündükleri şeyleri listelemeleri gerekmiyor ve her rahip böyle bir kişiyi akıl edemez.