İnsan ve devlet arasındaki etkileşim muazzam bir konudur. Bir devlet olmadan, bir yönetim aparatı olarak, her yerde kaosun ortaya çıktığı oldukça açıktır. Suçla savaşmak, çatışmaları ve anlaşmazlıkları çözmek ve dış saldırılara karşı koruma sağlamak için kesinlikle gereklidir. Fakat aynı zamanda bir savunma aygıtından bir baskı ve baskı aygıtına dönüşebilir, tüm insan uygarlığı tarihi bunu doğrular. "Güç bozulur ve mutlak güç kesinlikle bozulur."
![Image Image](https://images.culturehatti.com/img/kultura-i-obshestvo/46/zachem-cheloveku-nuzhni-prava.jpg)
Devletin her vatandaşının sorumluluklarla birlikte haklara sahip olması zorunludur. Devredilemez, doğum anından itibaren ona ait. Sırf bu devletin bir insanı ve vatandaşı olması. Hiç kimsenin (üst düzey yetkililer dahil) ondan alamayacağı haklar.
Bu neden gerekli? Her şeyden önce, bir kişi büyük ve güçlü bir devlet makinesinde, hiçbir şeyin bağlı olmadığı küçük, önemsiz bir “dişli” gibi hissetmez. Devredilemez haklara sahip olduğunu bilen bir kişi, onun bir kişi olduğunu kabul eder. Bir "dişli" değil, aynı meçhul biyokütlede meçhul bir kırıntı değil, hakları hiç kimse ihlal etmeye veya sınırlamaya cesaret edemeyen özgür bir kişiliğe sahiptir.
Bu tür insanlar, devletin onlardan ne ve ne kadar talep edebileceğini ve kanunsuzluk ve keyfiliğin nerede başladığını açıkça biliyorlar. Bu nedenle, ihlal edilen haklarını savunabilir ve başkalarının onları savunmasına yardımcı olabilirler. Yetkililerin en üst düzeydeki hatalara ve yanlış eylemlerine kayıtsız kalmayacaklar, ancak düzeltmelerini talep edecekler. Böylece, büyük olasılıkla yetkililer ve ülkelerinin yolsuzluklarından onları büyük beladan kurtarmak.
Ne yazık ki, Rus tarihinin tüm seyri kişiliği bastırmayı, benlik saygısını ve girişimini azaltmayı amaçladı. İğrenç ifade: "Herkesten daha fazlasına ihtiyacınız var mı?" veya "Kafanı dışarıda tutma!" bunun hakkında konuşun. "Bireyciliğin" tezahürü, toplumun kınanmasına layık değersiz bir iş olarak kabul edildi. Kararlı bir şekilde bundan kurtulmalıyız! Rus vatandaşları aktif bir yaşam pozisyonu alırlarsa, kendilerini “çarkları” dikkate almadan haklarını kararlı bir şekilde savunmaya hazırlarsa, toplumumuzun durumu daha iyi hale getirme şansı olacaktır.