Bir tını, aynı ses perdesine ve yoğunluğa sahip olanların birbirinden farklı olduğu bir sesin öznel bir değerlendirmesidir.
"Tını" kelimesi, Rusça'ya doğrudan çeviri yapan bir çan veya ayırt edici bir işaret anlamına gelen Fransızca tınıdan gelir. Tını, herhangi bir enstrümanın veya sesin ayırt edici özelliğidir.
Tını ses rengi denir. Aynı ses perdesinin iki tonunun ve farklı enstrümanlar veya sesler tarafından üretilen gücün birbirinden farklı olması nedeniyle ses kalitesinin bir özelliğidir.
Tını Araştırma Tarihi
1913'te, ünlü Alman fizikçi Alman Helmholtz, Ses Duyumları Doktrini adlı çalışmasında, her sesli harfin, ses spektrumunun bir parçası olan sesli tonun özellikleri olan bir veya iki özel güçlendirilmiş tonlama alanı içerdiğini tespit etti. Fizikçi, ton özelliklerindeki farklılıklar nedeniyle ünlülerin birbirinden farklı olduğunu kanıtladı.
Çan veya plak gibi bazı müzik bedenlerinin seslerine, klasik müzikte tercih edilen rüzgar ve yaylı çalgılardan mükemmel tonlar eşlik eder. Bununla birlikte, ikincisinde, çeşitli tonların çeşitli amplifikasyonu veya zayıflaması tınıda bir değişiklik yaratır.
İnsan seslerinin tınılarındaki fark, hem ses tellerine hem de ağız boşluğundaki rezonans koşullarına bağlıdır. Tını üzerinde çeşitli değişiklikler yapan sayısız sesli harf tonu da insan sesinin tonunu etkiler.
Alman profesör Karl Schaffgetl'in akustik ve müzik aletleri "Ueber Schall, Ton, Knall und einige ve de Gegenstände der Akustik" üzerine yaptığı çalışmalarda, müzik aletinin yapıldığı malzemenin tını üzerinde büyük bir etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Örneğin, ladinden bir kemanın sesi, akçaağaçtan tamamen aynı kemanın sesinden farklı olacaktır.
Enstrüman malzemesinin neden olduğu tını farklılıklarındaki önemli bir rol moleküler yapı tarafından oynanır. Bu nedenle, organ ustaları yüzyıllar boyunca kurşun veya kalaydan ana boruların veya çinko veya kalaydan dil borularının gövdesinin üretildiğinin enstrümanın sesinde önemli bir rol oynadığını biliyorlardı.