Cinsel devrim, cinsel ilişkilerin dönüşümü ile karakterize edilen toplumun ahlaki ilkelerinde temel bir değişim sürecidir. Bu devrimin ana olaylarının 70'lerde meydana geldiğine inanılmaktadır.
![Image Image](https://images.culturehatti.com/img/kultura-i-obshestvo/83/kak-prohodila-seksualnaya-revolyuciya.jpg)
Terimin görünümü
Toplumda cinsiyete karşı tutumlardaki değişiklikler öncelikle gücün yapısı ile ilişkilidir. Eski zamanlarda cinsel istismar ritüel olabilir. Cinsel ilişkide sembolizmin yerini bir tabu olarak cinsiyet vizyonu almıştır. 20. yüzyılın başında, vücudun kısmi maruziyeti bile kınandı. Evlilik öncesi seks kabul edilemezdi. Kontrasepsiyon ve kürtaj tutumları kesinlikle olumsuzdu.
Fakat Amerika'da zaten 20'li yıllarda eski vakıfların yıkılması başlar. İnsanlar özgürleşir, on yıl süren bir caz ve partiler kendi başına gelir. 1930'larda Reich'ın Cinsel Devrim kitabı çıktı ve bu terimi ilk kez vurguladı.
Kürtaj, boşanma, kontraseptif sağlanması ve cinsellik eğitimine dayalı olarak toplumu dönüştürmek için kendi programını tanımladı.
Cinsel devrimin kökeni
Geçen yüzyılın belli bir noktaya kadar olan toplumu, cinsiyetlerin Hıristiyan ahlakının prizmasıyla ilişkilerini dikkate aldı. Bazı eylemler üzerindeki tabu, bu konuda "sıkılmış" geleneğini doğurmuştur. Freud'un çalışması cinsellik çalışmasının ilk adımlarından biriydi. Bütün psikanaliz teorisini seks ve kişilik üzerindeki etkisi ile ilişkilendirdi.
1920'lerde Rusya'da "bir bardak su teorisi" ortaya çıktı. Özü basittir: cinsel ilişkiye girmek bir bardak su içmek kadar basittir. Çalışmanın yazarı Alexandra Kollontai de dahil olmak üzere Sovyetler Birliği'nin birçok aktivistine atfedildi. Parti, burjuva işleme olarak düşünerek bu öğretiyle savaştı.
Aslında, birçok ülkenin sol partileri ahlaki özgürlüğü yaydı ve cinsel devrimin gelişmesine katkıda bulundu. Ancak eylemleri özellikle başarılı değildi.