“Övgü” kavramı, insanların hala tanrılara ibadet ettikleri uzak Antik Yunanistan'dan modern dünyaya geldi. Tabii ki, kelimenin kendisinin anlamı zaten bazı değişiklikler geçirdi, ancak kavramın anlamının ne olduğunu daha iyi anlamak için köklere geri dönmek gerekiyor.
![Image Image](https://images.culturehatti.com/img/kultura-i-obshestvo/05/chto-takoe-difirambi.jpg)
Antik Yunan ayinleri
Şarap ve eğlencenin koruyucu azizi olan tanrı Dionysus'un kültü, antik Yunanistan'da üzüm bağlarının yayılmasıyla ortaya çıktı. Üzüm hasadının sonunda Yunanlılar şarap, eğlence ve seks partileri eşliğinde büyük bir kutlama düzenlediler. Herkesin izin verilmediği bu tür "olaylarda" Dionysos onuruna şarkılar söylendi, skeçler çalındı ve Tanrı'ya kurban edildi. Yunanlıların anlayışında, tüm bunlar sadece tanrıyı yatıştırmak ve gelecek yıl iyi bir üzüm hasadı elde etmek için yapıldı.
Giyinmiş satiriler tarafından yapılan övgü şarkılarına övgü deniyordu. Sonunda övgüler Yunan trajedisinin gelişiminde temel haline geldi. Ayrıca, modern odes anlayışına yakın, aynı edebiyat türü ortaya çıktı.
Şair-müzisyen Arion, MÖ 7. yüzyılda şiir türünü şiire tanıttı. Eserleri pratik olarak müzikten ayrılamaz olduğundan, o zamanlar övgü çoğunlukla bir müzik parçası olarak kaldı. MÖ 5. yüzyılda övgü dramatik bir görüntü kazanmaya başlar. Şair Bacchillides, benzer bir eseri, diyaloglar şeklinde yazıyor, bu bölümler arasında eşlik ve koro şarkıları eşlik ediyor.
Rönesans övgüler
Rönesans'ta sanatçılar antik kültürün örneklerini canlandırmaya çalıştıklarında, türün övgüsü bu süreçte bir istisna değildi.
İtalyanların girişimleri özellikle çarpıcıydı. Örneğin, şair ve rahip Girolamo Baruffaldi, yazarın kahramanını övdü ve esaslarını aşırı tanımlayan "Bacchus Zaferi" adlı eserini yazdı.
Daha az dikkat çeken, Alman şairlerinin çayır türünde anakrotiklere - aşk, ebeveynleri eski Yunan şair Anacreont olan dikkatsiz bir hayat hakkında eğlenceli şiir - yerçekimi. İtalyanların övgüleri canlandırma konusunda en başarılı deneyime sahip olması şaşırtıcı değil. Bildiğiniz gibi, kökenini de övgüden alan "Daphne" adlı ilk opera burada doğdu. Çünkü övgü türü müzikal ve tiyatro öğelerini birleştirdi.