İnanç, bir kişinin, üzerinde bir yerde, evrenin tabi olduğu güçlü ve her şeyi kapsayan bir güç olduğuna inanır. Bu dünyadaki herhangi bir din, görünmez olanı kabuğa gizlemenin bir yoludur, daha somut olarak tarif edilemeyen bir imaj yaratma, onu insan nitelikleri, zeka ve duygularla donatmak için bir girişimdir.
![Image Image](https://images.culturehatti.com/img/kultura-i-obshestvo/19/chto-takoe-vera.jpg)
Elbette, daha geniş anlamda din, toplumu yönetmek için bir araç olarak görülebilir. Ancak din adamlarının yaşamın seküler, ekonomik ve politik yönleri üzerinde etkili olduğu tarihsel süreçleri görmezden gelirsek, sadece insanın içsel hissi kalır. Ruh ve ruh kavramı doğrudan inançla bağlantılıdır. Birçok öğretide, ruhu bozulabilir fiziksel kabuğun aksine ölümsüzdür. Bir adam onu son çizginin ötesinde bekleyen bilinmeyenden korkar, çünkü hayatta kalma içgüdüsü doğanın kendisi tarafından serilir. Bununla birlikte inanç, bir kişiye yaşam yolunun vücudun biyolojik ölümü ile bitmeyeceğini umuyor, fiziksel kaybolma korkusunun üstesinden gelmeye yardımcı oluyor. Yüce tanrı ile bir insanın iç bağlantısı farklı koşullar üzerine inşa edilebilir: korku, saygı, kölelik, neredeyse eşit ortaklık, aşk üzerine. Bu çeşitlilik inancın farklı şekillerde ve çeşitli nedenlerle ortaya çıkmasından kaynaklanmaktadır. Çocukluktan bir kişi, kudretli ve her şeyi gören birinin suistimal nedeniyle ciddi şekilde cezalandırıldığından korkar. Birine dünyevi çocuklarına sürekli baktığı Tanrı'nın merhameti ve affedilmesi hakkında bilgi verirler. Diğerleri basitçe bir "günah keçisi" ne ihtiyaç duyarlar, bu da işlerinin kişisel başarısızlıkları ve hatalarıyla ilişkilendirilebilir. İnanç hem ilham verici eylem hem de mahkum eylemsizlik için güçlü bir teşviktir. Bu, bir kişinin evrenin yapısındaki yerini belirleme ve varlığına anlam verme girişimidir. Yalnızlıktan kurtulmanın bir yolu (Tanrı etrafta, her zaman oradadır) ve doğada var olan her şeyin etkileşim sisteminde genel bir çark gibi hissetme fırsatı. Bu, hayatın basit bir biyolojik süreç değil, büyük bir manevi kutsallığın bir parçası olması anlamına gelen en büyük umuttur.